17 Mart 2024

Ülker Bisküvi’nin Türkiye ekonomisine katkısı 2018’de de hız kesmedi

Ülker Bisküvi’nin “Türkiye’nin Sürdürülebilir Büyüme Stratejisine Katkısı” raporu yayımlandı. Ülker Bisküvi, 2013-2017 yılları arasında yaptığı 919 milyon TL sabit sermaye yatırımıyla Türkiye’nin milli gelirine 21.6 milyar TL katkı sağladı. Raporda ise tarım ve gıda endüstrisinde değer zinciri başta olmak üzere, Ülker’in Türkiye’nin ihracat, istihdam ve üretimine katkısı ve “israfsız şirket modeli” ile değer zincirindeki yeri ele alındı.

Ülker Bisküvi’nin Akademisyen Prof. Dr. Kerem Alkin ve Dr. Metin Gürler tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Sürdürülebilir Büyüme Stratejisine Katkı Raporu” yayımlandı. Raporda, dünyada ve Türkiye’de sürdürülebilir gelecek adına yapılan çalışmalar, tarım ve gıda endüstrisinde değer zinciri, Ülker Bisküvi’nin “israfsız şirket modeli” ile değer zincirindeki yeri, sürdürülebilir büyüme ve kalkınmaya, Türkiye’nin ihracat, istihdam ve üretimine katkısı ele alındı.

Raporda, Türkiye ekonomisinin, 2020-2030 yılları arasında, dünya ekonomisinde ilk 15’te yer alacak kapasiteye ulaşmasının önemine dikkat çekildi. Üretim, yurt içi satış ve ihracat sürecinin bütününde katma değere, verimliliğe ve maliyet yönetimine odaklanmış sınırlı sayıda şirketin, Türkiye ekonomisinin gelecek 10 yılda küresel ekonomide iddiasını sürdürmesi için önemli görev üstlendiği hatırlatıldı. Buğday üretiminde kendine yeten, un üretiminde ise dünyada belli bir ağırlığa sahip Türkiye’nin, Ülker Bisküvi gibi undan katma değerli ürünler elde eden firmalar sayesinde ihracatını artıracağına vurgu yapıldı.

Yıldız Holding CEO’su Mehmet Tütüncü, Ülker Bisküvi’nin kurumsal yönetim, inovasyon, çevresel ve sosyal alanlardaki hedeflerinin Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme stratejilerine katkısına dair analizlerin yer aldığı raporun sektör için de önemli bir örnek olacağına inandığını söyledi. Tütüncü sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye, küresel güç olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, biz de üretimimizle, ihracatımızla, istihdamımızla ülkemize katma değer sağlamak için çalışıyoruz. Ülker Bisküvi olarak üretimlerimizi İstanbul, Ankara, Karaman, Mısır, Suudi Arabistan ve Kazakistan’da olmak üzere toplam 10 fabrikada gerçekleştiriyoruz. 1944 yılından bu yana destek verdiğimiz çiftçilerimizden aldığımız mahsulü ürüne dönüştürerek, geniş dağıtım ağımızla tüketicilere ulaştırıyoruz. Faaliyetlerimiz

sonucunda 2017 yılında 1,6 milyar TL’si ihracat ve yurtdışı satışlar olmak üzere toplam satışlarımızı yüzde 15 artırarak 4,8 milyar TL ile tarihimizin en yüksek cirosuna ulaştık. 2017 yılında gelirlerimizin yaklaşık 51.7’sini üreticilere ödedik. Ürünlerimizi Almanya, ABD, İngiltere, Peru, Moğolistan, Myanmar gibi dünyanın her coğrafyasında 100’ü aşkın ülkeye ihraç ediyoruz. Ülker Bisküvi ve iştiraklerinin 2017 yılında ihracat gelirleri 211,1 milyon USD olurken, Türkiye toplam atıştırmalık ihracatından aldığımız pay da yüzde 15,6 olarak gerçekleşti. Ülker Bisküvi’nin Türkiye’nin milli gelirine katkısı 2013-2017 dönemi için 21,6 milyar TL oldu. Raporda değerlendirilen 2017 yılının ardından 2018 yılında da büyümeye ve ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ettik. 2018 yılını 5,9 milyar TL ciro, 701 milyon TL net kar, 2,2 milyar TL yurtdışı satışı ve ihracat geliriyle tamamladık.”

İsrafsız ve verimli üretim

Ham madde alımından, ürünün tüketiciye ulaşmasına kadar olan süreçte israfsız ve verimli üretimi benimsediklerini dile getiren Tütüncü, “Bu prensip hem gıdanın tüketiciye maliyeti hem de kaynakların verimli kullanılması açısından maliyet enflasyonunu önlemede en kalıcı ve etkili yöntemdir. Tarımsal üretimde verimliliğin artırılmasını, çiftçilerin sosyo-ekonomik koşullarının iyileştirilmesini ve tarımsal üretimin çevresel etkilerinin azaltılmasını projelerimizle destekliyoruz. Bu doğrultuda tarım alanlarının üretkenliğinin korunması için biyoçeşitlilik alanında çalışmalar yürütüyoruz. Doğal kaynakları korumanın yanı sıra sürdürülebilirlik hedeflerimizle, tedarik zinciri politikamızla, mahsul alımında yerli üreticileri tercih etmemizle, Türk çiftçisinin daha verimli üretim yapmasını desteklemeye çalışıyoruz. 2017 yılında Türkiye’den 1 milyar TL değerinde yaklaşık 1,5 milyon tonluk mahsul alımı yaptık. Gıda Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı tarım araştırma enstitüleriyle buğday ve yulaf özelinde çalışmalar yapıyoruz. Buğday hem ülkemiz hem de bizim için önemli bir ham madde. Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü’yle bisküvilik ideal buğday üretimi için ıslah çalışmaları yaptık. Bu çalışmalar sonunda “Ali Ağa” adını verdiğimiz yüksek verimli, kuraklığa dayanıklı bir buğday türü geliştirdik ve yaygınlaşması için çalışıyoruz. Ali Ağa buğdayıyla, çiftçilerin daha fazla gelir elde etmesini ve daha çok verim almasını amaçlıyoruz. Ayrıca ihtiyacımız olan standartta buğdaya erişimini de güvence altına alıyoruz” dedi.

Yazarlarımızın diğer yazıları için tıklayınız.
follow me